Tuba Ağacı
Prof. Dr. Zekai Özdemir x Kadir! Yalnızlık tek gerçeği olan Kadir. Gözleri, ışığını ve ümidini kaybetmiş Kadir’in, kırılmış gönlünün dertlerle dolu olduğu besbelliydi. Minneti edebiyle birleştiren Kadir, öylece sessizlik içinde tüm gün çınar ağacının altında otururdu. Dedim ya yalnızlık Kadir’in gerçeğiydi. Kadir’in yüzünde öksüz bir karanlığın ışığı vardı. Tıpkı gece gökyüzündeki ay gibi hep düşünceliydi. Gönül mirası olmayan Kadir, yıldızları uzaktan severdi. Hatta gözleriyle okşardı onları. Sonra mı? Ay’a sarılır, Çınar ağacının altında uyurdu. Kadir, öksüzlüğünün yanında yalnız ve evsizdi ama ruhsuz ve gönülsüz değildi. Kadir’in dağın tepesinde veya ağaç kovuğunda yaşamayı seçmeyip bir çınar ağacının altını seçmesi çok manidardı. Çünkü o kendini Tuba ağacına benzetirdi. O nedenle dünyada, ahirette yaşar gibi yaşıyordu. Kadir ağacın altında ‘’dünya adamı değilim, ahiret adamıyım’’ der gibi oturur, yatar, kalkardı. Ağacın altı hem evi, hem mezarıydı sanki. Kudüs ve İstanbul, Müslüman...