Gece Sanatı
Prof. Dr. Zekai Özdemir
Uyumak için içi titriyordu. Yatağına gitti. Eline dünden kalma Kitabı'nı Aldı ve açtı; okudukları iyice uykusunu kaçırdı. Hem kitabı hem Gözlerini kapattı. Odası zaten karanlıktı, tıpkı mağarada gibiydi. Gözlerini kapatmasa da olurdu. Biliyordu gözleri açık uyuyamazdı ki! Dayanamadı ve kalktı masanın başına geçti. Kalemini aldı. Dertleri vardı, sırları vardı. Birilerine anlatmalıydı.
Kalem çobanın çomağı, kelimeler koyundu onun için. Çomağını sürdükçe kağıda koyunlar otluyordu, sanki. ilk cümlesi şu oldu; ben hayatta haz aramadım, fazilet aradım. Ve devam etti; vefalar ödedim ama onlar beni vesayet altına aldılar. Ne zaman ki zincirlerimi kırdım, işte o an ben haz arayan biri oldum, onlar için. Haz Adam'ı veya onların deyimi ile 'hain' oldum. Benim asil ve faziletli dostlarım, benim size olan sadakatimi, kutsal zekanıza sarsılmaz inancımın hiç bitmeyeceğini sanıyordum. Ben size Köle iken kendimi çok mutlu his ediyordum. Şimdi ise mutlu Olduğum esaret günlerime üzülerek bahtiyarım. Sizce hangisi doğru? Son yıllarda ki benzimin uçukluğu iç dünyamda çektiğim kahırdandı. Bişkek karlarının ayazında kalmıştı, besbelli. Dünyadan el çeken ve halvete Çekilen bir sofiye dönmüştü. Hayatının efsane tarafı da onun bu ocaklaşan halvetiydi. Ocakta yandıkça saf bir altın oluyordu. Gönül kuyusuna attığı sonda ise zemzem olarak gözlerinden akıyordu.
Onların yanında bir nesne olduğunu yeni yeni kavrıyordum diye yazınca, kağıdın üzerine bir damla düştü. Bu bir damla değil geçen yirmi beş yılın tortulaşmış haliydi ve o nedenle göğsüne çok ağır geldi. Eğildi, diliyle gözyaşını içine Aldı ve nesne olan Vücudu ruh manasına dönüştü. Ama Gözyaşı dinmiyordu. Kalemini Bıraktı ve zangır zangır titredi, hüngür hüngür ağladı. Sonra ellerini yüzüne kapattı ve ağlarken düşündü; işte 'Özgürlüğümün nişanesi' diye. Masadan kalktı ve lavaboya gidip abdest Aldı, odasına dönüp seccadesini serip o geceki teheccüt namazını kıldı ve meleklere selam verdikten sonra, başladı dua etmeye. 'Yarabbi ellerim boş kalbim kara dergahına geldim, izzetine geldim. Ellerimi boş gönlümü izzetsiz, 'faziletsiz' Bırakma Yarabbi. Yarabbi ben pişmanım bütün yaptığım günahlarımdan, Habibin yüzü suyu hürmetine beni bağışla beni af et. 'İnşallah bir daha' ben yapmayacağım yüce Tanrı'm. Sen ki alemin şifası, sen ki alemi yaratansın, ne olur Rabbim beni ve alemi yeniden yarat. Nazar kıl, aya bu gece. Ay yarılsın içinden Habibinin mahcemali görünsün. Yarabbi bağışla Yarabbi af et beni, af et annemi, af et babamı, af et alemi İslamı. Yarabbi sana Secde ettikçe, tiksindiğim hayattan kurtuluyor, ölmekten zevk bulan Mevlana'ya dönüyorum. Beni bundan mahrum etme Yarabbi. Yarabbi sana kıyama durunca dergaha eğri odun götürmeyen Yunus oluyorum Yarabbi! Beni bundan da mahrum bırakma. Yarabbi Rukiye gidince 'dal' oluyorum. Beni bizi alemi İslam'ı bundan da mahrum Bırakma Yarabbi. Yarabbi Tüyler ürpertici Hayatımızda beyaz güvercinler yok yok Tanrı'm ebabil kuşları uçsun, Buraklar koşsun. Bizi eşyasız bırak sensiz Bırakma Yarabbi. Yarrabi, bizi riyadan, bizi yalandan, bizi nefsin karanlık çukurlarından, Şeytanın her türlü hilesinde sen koru. Biz aciz biz naçar kullarının Kabir çukuruna boş bir kova gibi gitmemize mani ol Yarabbi. Sana Ermişlerin, kendinden geçip sen olmuş Hallacı Mansurlarının, Yesevilerin, şah-I Nakşibendilerinin, Abdülkadir'i Geylânilerin yanına bir tutam Gül'le giden kullardan eyle bizi. Gönlümü, kalbimi senle Doldur, deli divane olayım, dağlarda Ferhat çöllerde Mecnun olayım. Yarabbi önüne diz çöktüm, harap halimi, zelil halimi gör diye. Yarabbi çıkar beni bu girdaptan. Boğma beni, koma beni bu balçıkta.
Rabbim sen beni, sen bizi bizden daha iyi Tanır bizden daha iyi bilirsin. Gönlümüzden aklımızdan geçenlerin imanımızı lekelememize ruhumuzu kirletmemize engel ol, Nurlu ışığın bataklıkları kurutsun, kirleri ak- pak etsin. Rabbim alnımızdan değil kalbimizden öp, Rabbim ALIN secdesi değil Gönül secdesi edenlerden eyle.
Ağlayarak ve içim titreyerek geldiğim bu dünyada seni bulacağımı bilsem hiç ağlar mıydım doğarken, içim korkudan titrer miydi. Issız odalarda seni düşünmek seni zikretmek ve sana Secde etmek, şah damarımda olduğunu bilmek, Rabbim ben cennetteyim, başka cennet istemem, istemem, istemem Rabbim. Rabbim, annemin çeyizi olan bu tüylü seccade benim cennetim oldu. Beni bu cennetten Çıkarma, Çıkarma Rabbim'. Avuçlarını yüzüne sürdü, seccadesini topladı ve yatağına gitti. Bu kez yatağını Mezarı gibi düşündü ve dedi ki, Rabbim bu yatağım Kabe Duvarı'nın dibindeki toprak olsun. Başımı koyduğum yastık peygamberimizin Ayakları olsun. Üzerime örttüğüm yorgan Seyda hazretlerinin cübbesi olsun. Rüyamı rahmet ışıkların aydınlatsın', dedi ve uyudu bir daha uyanmadı.
Not; Cenaze töreni yapmayın. Cami cemaati bu kağıtta Yazılan duayı okusun.
Yorumlar
Yorum Gönder