Aforizmalar



Prof. Dr. Zekai Özdemir

Yatağımı topladım. Perdeleri pencereleri açtım. Bir duş alıp, kütüphanemden kel alaka bir kitap çektim. İşte önsözünde ki dikkatimi çeken bir cümle; “Kendini yontmayı unutma” der Zeus. Zeus da benim bu günlerde tespit ettiğimi tespit etmiş. Ey evinde kalan insan, kendi kabuğunu kendin soyabilirsin, kendi özgürlüğünü kendin dışarı çıkartabilirsin.

İnsan biraz da kendi emeğidir. Kendi kendini yapan insan tıpkı bir heykeltıraş değil mi? 

Bütün bu felsefi hayallerimden sıyrılıp, gerçeğe dönerek, bahar çiçeklerini özlediğim bu günlerde bütün annelerin yarinki anneler gününü kutlamak istedim; kutlu olsun.

Yazıya Belki öğlenden sonra devam ederim belki de etmem. Şimdi evimin içinde müzik dinleyerek yürüyüş yapmak istiyordum. Fakat 

Sonra aklıma burjuva kapitalistleri için iradesiz hayallerimi yazmak geldi. peki de, Marksistler içinde nasıl bir iradesiz hayali tahayyül ediyorum acaba? İşte bu sorunun cevabı beni spordan etti. 

Marksist iradesiz hayalime göre önce piyasadan parayı kaldırılmalıdır. Sonra her eşyanın değerini zamanla ölçecek bir dijital ödeme sistemi geliştirilmelidir. Örnek; bir emekçinin aylık ücreti, yeteneğine göre tabi ki; 8000 zaman birimi olsun. Bu işçi, kirada otursun. Kira bedeli 2000 birim zamandır. Her bireyin koluna takılan cip dijital pos cihazından geçirilerek 2000 zaman dilimini ev sahibinin cipine aktaracak ve böylece işçi kirayı ödemiş olacak. Firmalarda aynı şekilde hammadde maliyetini firmayı temsil eden dijital ödeme aracına, ciple ödeyecek, satın alınan malın gelirini de yine bu cihazla zaman cinsinden tahsil edilecek. Bu işlem öyle işleyecek ki ne kapitalizmdeki gibi Zaman burjuvazisi ne de sosyalizmdeki gibi zaman polit bürosu yaratmadan olacak. Sosyalist sistem, komünist planlamaya geçince zaman bazlı ödeme sistemi de ortadan kalkacak. Çünkü sosyalist şuurun bireyde oluşan olgunlaşması, eşitliği getirmiş olacak. Devletin bireyleri takip etmek görevi bitecek ve böylece yine doğan birey esaslı tekmerkezcil devletsiz sistemi kurulacak.

İradesiz hayalim uçtukça uçtu. Buna ne denir biliyor musunuz; Uçtu, uçtu kuş uçtu. Bireyi ve devleti sünnet ettik ya, o nedenle bu öz deyişi sol merkezli iradesiz hayalimin sloganı yaptık. Bu sistem hem çok kolay, hem de anarşizmi önler. Niçin mi? Birinin zaman bazlı gelirini bir diğeri çalmak için öldürse, dijital zamanda ölür. Böylece bireyi hırsızlık maksadıyla öldürmenin bir manası kalmayacak. Sistem kendini lav ederek haksız kazancın önüne geçilecek. Ayrıca tam rekabetteki tam bilgi ve tek fiyat uygulaması, dijital zaman cihazından dijital sosyalist toplum aşamasında takip edileceği için bir anlamda tam rekabetin sosyalist, sosyalizmin ise tam rekabete, kapitalist toplum, dijital devletsiz komünist topluma veya dijital komünist toplum dijital kapitalist toplumun kendisi olacak. Böylece ideolojilerde birbirine dönüşme evrimi geçirerek, ideolojisiz sınıfsız ve sömürüsüz ( artı değersiz) dijital insani sistem kurulacak. Belki de bu iradesiz hayallerimle savaşsız kan siyasetini veya biyolojik kan siyaseti çıkarma hovardalığını da bitirmiş oldum.

Dede sandalyemde  yukarda yazdıklarımı en az beş kez okudum. Harfleri düzeltim. Aklıma, zekama veya beynime, fikirlerime kanat takmışım, gece. Şu an bu iradesiz hayallerimin bu iradesiz fikirlerimin çaresizliğinde kaldım. Çaresizlik nedir bilir misiniz? Beynin kanatlanıp gittiği yere bedenin gidememesidir. 

Bu iradesiz hayallerimin benim bu günkü hayat ve fikri damarımı çürütmesine izin vermeyeceğim. Elimi uzattım, Ipadimi aldım ve müzik açtım; önce “ben bir göçmen kızı gördüm tuna boyunda” Sonra “kınıfır bedrenk olur” Elazığ sıra gecesi türküsünü dinledim. Sallanan koltuğumda bir bebek saflığında uyudum.

09/05/2020

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tuba Ağacı

boyacı memet

Yeşil Yol