Kendiliğinden silinen yazıları özlemek



Prof. Dr. Zekai Özdemir

Odama hakim olan bu karanlığın ışığı esrarlı bir sessizlikle yanıp yanıp sönüyordu. Karanlığın bu ışık oyunu tıpkı yakamozlara benziyordu.Karanlığın zindan olmadığına inanmıştım artık. Karanlıkta yüzmeyi bilmeyenler beni anlayamazlar. O kadar alıştık ki birbirimize ne o bana ne ben ona kırılmıyorduk.

Karanlık ve yalnızlığımın yoldaşlığı ebediyete kadar devam edecekti. Bu kesin bir realite olmuştu, benim için. Beni benden iyi tanıyan karanlık, düşüncelerimi aydınlatan dostum olmuştu. Hz Mevlana ile Şems’in dostluğuna benzer dostluğu ben karanlıkla kurmuştum. Kolay değil, üç aydır birlikteyiz. 

Sanki ezelden doğmuş ikiz kardeştik, karanlık ve ben. Bu nedenle sadece karanlığın gözlerini görmüyor onun kalbini de biliyordum. Hatta kalbine tam manada vakıftım. Ayrıca karanlıkla dostluğum artık vefaya dayalı hale gelmişti.

Karanlığın bahtı hiç de kara değildi. Karanlığın ruhu benimde ruhumu ürpertiyordu. Bu ürperdi beni hiç korkutmuyor hatta beni kendime getiriyordu.

Bugün sabah Amiş Efendi belgeseli izledim. Şiddetle tavsiye ederim. Melami yoluna giren melami meşrepli yolculara çok güzel öğütler veriyor. En güzel öğüdü borçluya borcunu zamanında öde demesi iktisadi anlamda çok manidar geldi bana. Buna ilaveten yeni bir gömlekte giysen iki rekat şükür namazı kıl demesi de beni çok etkiledi. Yine Şeyh Ahmet Avni Konuk için hazırlanan belgeseli de izleyince sabah namazım çok uhrevi oldu. 

Hayatımda ki en mutlu olduğum gün kendi varlığımın yokluğunun şuuruna vardığım gündü. "Ben" kavramı Allah’a yakışır kula değil. Kul hakikatte yok, realite vardır. Hem hakikatte hem reel yok olduğunu bilen Allah’ın kulu olduğu bilincine varmış demektir. Aksi halde ikisinde de var olduğunu inatla savunursa şeytanlık bilincine düşmüş demektir.

İçimdeki huzurlu sesi içimdeki kulağım duydu ve gönlüm tebessüm etti. Gözlerimdeki bakış ne hüzünlü nede kayıp. Tam aksine binlerce kitap okumuş gözlerin bakışı var, gözlerimde. Ağır ağır bakan durgun, manalı, düşünceli. Gözlerim yazdığım cümlelerde gizli. Sizde gördünüz mü, gözleri mi? Yanılmamışım değil mi?

Ben bütün filmleri kitap okur gibi izliyorum. O nedenle filmler kitaplar kadar seviyorum. Karanlıkta gözlerimin içinde yürüdüm şu an. Taa kalbimin gönlümün derinliklerine indim. Zor bir yolculuk. Siz de deneyiniz hadi.

Damarlarımda akan kanın sesini duymak beni başka bir aleme götürdü. Tıpkı renkleri ayrı fakat sesleri aynı olan şelale sesine benziyordu. İçimdeki en sevdiğim parçam, kanımı toplayıp pompalayan kalbim. Nasıl bir dokuya sahip ki bütün organlar kanser oluyor da kalp kanser olmuyor! Hiç kalp kanseri olan birini duydunuz mu? Bunun sırrı nedir? Neden kalp kanseri yoktur. Kalpte neler oluyor da, bu mikrop giremiyor. 

Kendi içimizdeki kanda boğulmadan yüzmek, ne büyük meziyet.

11/06/2020

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tuba Ağacı

boyacı memet

Yeşil Yol